27 Eylül 2015 Pazar

Who am I?


First of all, I would like to mention about myself and my background. I am Elif Dedebaş and I have been working as math teacher at Nedim İnal Middle School in Ankara for one year. I have graduated from ODTÜ Elementary Math Education in 2013. After my graduation, I went to Czech Republic as a Comenius Assistant which is a European Program supported by Turkish Ministry of European Union. I worked as math teacher and representative of Turkish culture at one Middle school in Czech Republic. This program took one year and I came back to Turkey to start my profession as math teacher. In a meantime, I also continue my master degree at ODTÜ Elementary Math Education Program.

I am deeply interested in educational technology in math teaching. This interest started during my undergraduate education since I took several courses about educational technology in those times. I learned how to use smart board, Office programs for creating mathematical materials, dynamic math software (skecthpad, cabri etc.), virtual manipulatives. Moreover, I learned how to integrate these technologies to lessons effectively. Because even if you know how to use technology, you need to integrate them into your lesson in a right way,if not they are all meaningless. To illustrate, I created dynamic virtual materials by using Excel related to decimals digit and then I use it while teaching decimals to my 5th class in Czech. I also used Power Point to prepare poster about Polyhedra in Geometry. I believe that it can be prepared different teaching materials by using Office Programs. It totally depends on teacher's creativity and desire.

Smart boards have already come to our classes in Mamak which I work so we will start to use educational technologies efficiently. Yet, I have experience with smart boards from my classes in Czech Republic

I strongly believe that I am uniquely suited to Innovative Educator Expert program because I have an interest in innovations and technologies in education. Moreover, I am  eager to learn new approaches in educational technology and try them in my classes. Using MIE expert program improve the quality of my teaching, and also make my students' understanding permanent thanks to technology.

7 Nisan 2014 Pazartesi

Elif, time to go

Bu yazıyı bu saatte yazmamdan ötürü azıcık duygusal olabilir şimdiden uyarıyorum ama çok yazasım geldi ve yazıyorum elbette! :)

Bugün an itibariyle tam 14 gün kaldı gitmeme! Ne hissediyorum inanın ben de bilmiyorum. Çok karışık. Evet çok özledim Türkiye'ye dair her şeyi ama gidince karşılaşacağım o bilinmezlik beni öylesine korkutuyor ki. Ben sevmiyorum vedaları, nolurdu sanki hiç hoşçakal demeden hep merhaba deseydik hayata. Türkiye'ye merhaba kısmı çok güzel ve acayip mutluyum, çok güzel özlemler biriktirdim. Ama bir de veda kısmı var Ostrava'ya o işte sıkıntılı. Bugün sınıflarda veda konuşması yapmaya başladım çünkü haftaya çarşamba tatile giriyoruz, ders işlenmeyecek diğer günlerde. (bkn. paskalya) Sesim titredi, zor tuttum kendimi öğrenciler bana öyle gitme diye bakarken. Ki ben duygularını kolay belli etmeyen biriyimdir.

Şu saatte elimde kahvem oturdum düşünüyorum buraya gelmeden önceki süreci, burayı ve sonrasını. Tek dediğim, hep dediğim; İyi ki yapmışım! Kendimi daha güçlü hissediyorum, daha kararlı, daha emin. Hayat daha yeni başlıyor ve ben ne istediğimi çok iyi biliyorum.

Çok güzel arkadaşlar biriktirdim ve çok güzel anılar. Alena'nın eve her girişinde Hellooo diyip kırk saat beni ayakta lafa tutmasını, Petra'nın benim için yaptığı muhteşem tatlılarını, Adam'ın arkamdan koşa koşa gelip yemeğe gidiyoruz hadi demesini, müdür yardımcısının ingilizce bilmemesine rağmen her gördüğünde beni durdurup muhabbet etmesini (çekçe :), minnak öğrencilerimin belime yapışıp bırakmamalarını, benle Türkçe konuşmaya çalışmalarını, bunun gibi daha milyon tane şeyi öyle çok özleyeceğim ki! Çok şanslıydım çünkü en küçüğünden en büyüğüne bana yardım için ne gerekiyorsa yapan insanlar vardı etrafımda.  Seneye beni ziyarete gelecekler. Sonrasında ben tekrar gelmeyi düşünüyorum buralara kısa dönemlik (15 gün) programlarla. Yeni Erasmus+ sistemiyle öğretmenlerin yurtdışında bir okulda kısa süreli gözlem yapması  için bir program (action KA1) var, ben de onu kullanacağım.

Daldan dala atladım yazarken farkındayım ama beynimin içi de aynen böyle şuan. Hem deli gibi mutlu hem fazlasıyla üzgün.

Neyse bugünler de geçecek, bahar geliyor.

Bu bahar çok güzel olacak, inanıyorum.


Elif'e not: O aklından geçen dolaptaki çikolatalı dondurmayı unut, yarın yersin!
    

3 Mart 2014 Pazartesi

26 Şubat 2014 Çarşamba

Interim Visa

Merhaba,

Uzunca süredir yazamıyorum çünkü okulla ve vize uzatma işleriyle meşgulüm maalesef. Yavaş yavaş sona yaklaşıyorum. İnsan aynı anda hem üzgün hem mutlu hem heyecanlı olabiliyormuş. Türkiye'ye dair her şeyi o kadar çok özledim ki! Ama aynı zamanda buraya da öyle alıştım. Çok özleyeceğim her şeyi, herkesi. Her neyse konumuz bu değil şuan :)

Ben size geçici vize (interim visa)'den bahsetmek istiyorum. Çek vizenizi uzatmak için başvurmuşsanız ve süreci beklerken vizenizin süresi dolduysa eğer interim visa alabiliyorsunuz. Aynı normal vize gibi kullanabiliyorsunuz, yani Shengen bölgesinde sorunsuz seyahat edebiliyorsunuz. Ben bugün 85 günlük bir interim visa aldım çünkü vizem 1mart'ta doluyor ve ben başvurum sonuçlanana kadar Çek dışına seyahat edeceğim (bknz: Almanya, Polonya ).

Interim visa ücretsiz. Yabancılar polisine gidip durumunuzu anlatırsanız kolaylıkla alabilirsiniz. Ancak tabiki öncesinde vize uzatma için başvurmuş olmanız gerekiyor.

Daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

27 Ocak 2014 Pazartesi

Çek Cumhuriyeti Vize Uzatma

Çek'e gelenler bilirler Çek Cumhuriyeti uzun dönem vizeyi önce 6 aylık veriyor. Eğer daha fazla kalmak istiyorsanız buraya geldikten sonra vizenin bitmesine en geç 15 gün kala vize uzatma talebinde bulunmanız gerekiyor.

Çek Cumhuriyeti evet çok iyi hoş, her yere yakın ama vize alması ayrı dert uzatması ayrı dert. Benim de vizem 1 Mart'ta dolacağı için 22 Nisan'a kadar olan dönem için vizemi uzatmam gerekiyordu. Mentorumun eşi yabancılar polisine gidip gerekli belgelerin neler olduğunu öğrenmiş ve benim için başvuru formu almış geçen hafta. Ben de istedikleri belgeleri tamamlayıp bugün vize uzatma için başvuruda bulundum. Gereken belgeleri de size yol göstermesi açısından yazıyorum çünkü buraya gelmeden bazılarını yanınıza almanız gerekiyor. Tekrar Türkiye'ye dönmek sıkıntı olabilir :)

-Türkiye'de vizeye başvuru esnasında teslim ettiğiniz bütün belgelerin fotokopileri (Orijinallerini konsolsoluğa teslim ettim dersiniz problem çıkarırlarsa)

-Kaldığınız yer ile ilgili belge

- Kalma amacınız (örneğin ben öğretmen olarak çalıştığıma dair okuldan belge aldım.)

-Yaşam masraflarınızı nasıl karşıladığınız (hibe belgesi oluyor genelde )

-Sigorta

-Doldurulmuş başvuru formu (bu formu yabancılar polisinden temin ediyorsunuz.)


Bunlarla gittiğinizde bir sıkıntı çıkmıyor. Ama tabii ki bunlar Ostrava polisinin istedikleriydi. Şehre göre değişiyor mu bilmiyorum.

Şimdiden kolay gelsin diyorum :)

26 Ocak 2014 Pazar

CLIL nedir, ne değildir?

CLIL ( Content and Language Integrated Lesson) Finlandiyalı eğitimci David Marsh tarafından bulunmuş bir öğretim yöntemi. Branş derslerinin öğretimi sırasında anadilin ve yabancı dilin birlikte kullanılmasına dayanıyor. Ama burada bahsedilen yabancı dil kullanımı, bütün dersi ingilizce anlatmak gibi değil. Matematik dersinden örnek vermek gerekirse konuyu anlatırken terimlerin ingilizcelerini de kullanmak, dersi işlerken arada ingilizce cümlelerle talimatlar vermek gibi. Amacı adından da anlaşılacağı üzere konuyu ve dili aynı anda çocuklara öğretebilmek.

CLIL'ı ilk kez Ostrava'daki okulumda gözlemleme şansım oldu. Son sınıfta staj yaptığım hiç bir kolejde bu tarz bir öğretim metodu uygulanmıyordu. Şuan asistanlık yaptığım okul bu konuda çok başarılı. Ben CLIL metodu uygulayan 3 farklı matematik öğretmeninin dersine giriyorum. Bence yöntemi bilen bir öğretmenle beraber bu metot öğrencilere hem matematik hem de İngilizce anlamında çok şey kazandırıyor.

Avrupa Komisyonu bu metodu destekliyor. Çünkü CLIL sayesinde ikinci bir dil öğrenmek kolaylaşıyor. Dil bilmek demek de farklı kültürden insanlarla daha kolay diyalog kurmak demek oluyor haliyle. CLIL uygulanan çocukların dil bilinci daha yüksek olduğu için kültürler arası etkileşimde diğer öğrencilere kıyasla daha başarılı olacakları düşünülebilir.

Buradan daha ayrıntılı bilgiye ingilizce olarak ulaşabilirsiniz.

Sınıf içinde uyguladığımız CLIL aktivitelerinden diğer yazılarımda bahsedeceğim.

21 Ocak 2014 Salı

You complete me!

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba sevgili blogum :)

Christmas tatilinden sonra okula dönüşüm muhteşem oldu. 15 günlük dur durak bilmeyen gezimizden sonra bir de misafir ağırlamak, ev sahibi olmak beni fazlasıyla yordu. Hırvatistan'daki proje ortağı okulumuz Ostrava'ya iade-i ziyaret yaptı. Bir hafta kaldılar. Bu süreçte çeşitli workshoplar, yarışmalar, geziler düzenledik. Bunların hazırlık sürecinde Alena'ya ben de yardım ettiğim için programın son halini biliyordum. Diversity teması altında Çek kültürüyle ilgili etkinlikler de yaptı öğrencilerimiz. Projenin ismi ''You Complete Me''. Anafikri ise tüm farklılıklarımıza rağmen herkesin birbirinden öğreneceği birşeyler vardır. Genel olarak başarılıydı ama benim Comenius projesinden beklentilerim daha büyüktü açıkcası. Gördüklerim daha basit şeyler gibi geldi sanki. Öyle çok süper muhteşem yaratıcı fikirlerin olmasına gerek yokmuş proje hibesi alabilmen için. Dönüşte ben de deneyeceğim bir proje yazmayı. Yapılacaklar listeme dahil oldu bile çoktan.

Hırvatlar gelmişken Prag'ı da görelim dediler. Alena'nın toplantısı olduğu için Prag gezilerinde onlara ben rehberlik ettim. 6. kez gidince yalayıp yutuyorsunuz tabiki nerde ne var :) Ben kafamda çok güzel bir plan hazırlamıştım ancak hesaba katmadığım şey Hırvatların bu kadar uyuşuk bir millet olmasıydı! Aman tanrım o nasıl bir rahatlık o nasıl bir düzensizlik. Öğretmeni ayrı, öğrencisi ayrı sinir etti beni gezi boyunca. Ancak hiç olmadığım kadar sabır abidesi bir Elif'e dönüşüp, gezimizi kazasız belasız tamamladım. Ancak planladığım birkaç tarihi yeri çıkarmak zorunda kaldık uyuşuklukları yüzünden. Her iki dakikada bir mola istemeler mi dersiniz, 15 dakikalık molaya yarım saat sonra geri dönmeler mi!

Öğrencilerin davranışlarında kültürün etkisini birebir gözlemleme şansı buldum. Çok büyük uçurumlar olmasa da büyük sayılabilecek farklılıklar var Türk öğrenciler ve Hırvat öğrenciler arasında.

Projenin bundan sonraki ayağı Bulgaristan'daki proje ortağı okulda gerçekleşecek ama ne zaman olduğu henüz belli değil. Muhtemelen ben Türkiye'ye geri döneceğim için çok istememe rağmen bulunamayacağım. Ancak bu kadarı bile bana okul ortaklıkları, projeleri denilince neler yapmam gerektiğini ana hatlarıyla öğretti. Benim de matematiğe dair çok güzel proje fikirlerim var. Dönüşte uygun ortam bulursam-ki bulayım nolur nolur- hemen bir proje yazmak için kolları sıvayacağım.

Bu arada, bu hafta sonu sonunda Ostrava'nın meşhur dağına çıkacağım. Okuldan öğretmen arkadaşlar benim için bir gezi planı yapmışlar. Hafiften tırsmıyor değilim ''ben ve dağa tırmanmak'' ikilisi kulağa çok hoş gelmiyor ama en azından yanımda deneyimli birilerinin olacağını bilerek içimi rahatlatıyorum.

Kol bacak kırmadan geri dönebilmek umuduyla diyorum, hepinizi kocaman öpüyorum sevgili okuyucularım :)