30 Eylül 2013 Pazartesi

İzlenimler-1

Ostrava'daki 1. haftam doldu bile. Elin memleketlerinde memleket hasreti çekmek fena oluyormuş ama buraya da alışmaya başladım yani :)

Hiç kimsenin seni tanımadığı senin hiç kimseyi tanımadığın bir yeri keşfetmeye başlamak o kadar heyecan verici ki. Burada ben sanki Elif değilim gibi, ailem, arkadaşlarım, anılarım, tüm geçmişim sanki Türkiye'de kalmış da ben burada yepyeni bir hayata başlamışım gibi hissediyorum.

Bu haftasonu mentorumla Ostrava'yı keşfe çıktık. O bana nerelere nasıl gideceğim hakkında çeşitli dersler verdi :) Artık şehir merkezine ve 2 büyük alışveriş merkezine kendim gidebiliyorum :) Ama daha öğrenmem gereken çooook şey var şehre dair.

Pazar günü kendi başıma alışverişe çıktım. Kaybolmadan tamamladım alışverişimi ve geri dönmeyi başardım :) Hatta bir Mcdonalds bulup yumuldum adeta çünkü Çek yemekleri benim damak tadıma pek uymuyor ve her yerde domuz eti var resmen aç kaldım 1 hafta :( Ama çikolataları bir harika!! Gidene kadar 100 kilo olmam umarım.

Çek'ce öğrenmeye başladım. Okulda insanları ''Ahoy( selam) '' diye selamlayınca gülümseyip ahoy diye karşılık veriyorlar :) Okulda herkes tanıyor artık beni ve yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Çekler tahmin ettiğimden de fazla yardımsever ve misafirperverlermiş.

Bu hafta Alena bir proje toplantısı için Romanya'da olacak. O yüzden 1 hafta boyunca okuldan başka bir öğretmen Petra'yla kalmamı önerdi bana canım sıkılmasın diye. Bunu bile düşünüyor yani. Petra bütün haftamızı planlamış dolu dolu yaşıyoruz şu sıralar. Bana Çek yemekleri tatlıları yapıyor :) Bazıları çok güzel ama bazılarını yemekte çok zorlanıyorum ama ayıp olmasın diye yiyiyorum :)

18 Kasım'da induction meetinge gideceğim Prag'a ve orayı görmek için resmen sabırsızlanıyorummmm!!

                                                        Şehir meydanı ve bir adet Elif :)




   
                                                        Şeker mi şeker mentorum, eşi ve ben

27 Eylül 2013 Cuma

Çek Sınırlarından Bildiriyorum :)

Bugün Çek'teki 5. günüm. Yazmaya yeni fırsat bulabildim. Bugüne kadar ki yaşadıklarımdan bahsedeyim biraz.

Dilini kimsenin bilmediği yerde yaşamaya başlamak fena bir şeymiş ama ilk geceyi atlattıktan sonra tadına varmaya başlıyorsun. Ben şöyle düşünüyorum hayatımın sadece 8 ayında elime geçen bu fırsatı en güzel şekilde değerlendirmeliyim. 

Okuluma gelecek olursak. İlk gün herkes beni çok sıcak karşıladı. Mentorum elinden geleni yapıyor beni rahat hissettirebilmek için. Okulu gezdirdi tek tek anlattı. Programımı verdi. 16 saat derse gireceğim. Matematik ve İngilizce dersleri. Bir de Türk kültürü kulübü kurduk. Orada da Türkiye'yi tanıtıcı faaliyetlerde bulunacağım bendeniz :)

Okulları bizimkilerden biraz farklı her öğretmenin sınıfı var öğrenciler oraya gidiyorlar. Öğrenciler okula girerken ayakkabılarını çıkarıyor terliklerini giyiyor bu bana çok garip gelmişti :) Öğretmenler de genelde terlik giyiyor ama zorunlu değiller öğrenciler gibi.

Müfredatları Türkiye'ye kıyasla çok daha hafif ve basit. Sınıflar geniş, rahat. Ben de her seviyeden yaştan sınıfa girmeye çalışıyorum. Öğretmenler benden de etkinlik hazırlamamı istediler haftaya derse katılacağım :) Etkinlikleri hazırladığımda burada paylaşırım belki sizin de işinize yarar. Bir de benimle ve Türkiye'yle ilgili sunum hazırlamamı istediler. Önerilere açığım yani :)

Ulaşım burada çok ucuz ve ulaşım ağları çok gelişmiş. Dakika şaşmıyor otobüslerde de trenlerde de. 3 aylık sınırsız biniş otobüs 60TL. Çok şaşırtıcı değil mi?

Mentorumun evinde oda kiraladım. Gayet rahatım şimdilik bir sıkıntı yok. Benim konforum için her ayrıntıyı düşünmüş. Odamı hazırlamış. Mutfakta, banyoda benim için dolaplar ayırmış. Bana seramik bir çan bile hediye ettiler :)

Şimdilik bu kadar ama devamı gelecek fotoğraflarla birlikte hem de :)



5 Eylül 2013 Perşembe

Mutlu olmak için kırk milyon nedenim var benim

''Biliyor musun; var olman gerçek bir mucize ve geleceğin henüz yaşamadığın hayallerindir. Hata yapmaksa dünyanın en keyifli oyunudur. Çünkü bunu fark ettiğinde yeryüzünün en değerli ödülüne sahip olursun; öğrenmek. Bundan böyle aslında, zamanın ruhlarımızın değil sadece bedenlerimizin üzerinden geçtiğini hatırladıkça onun bizlere tek bir anı haykırmaya çalıştığını da bileceksin; şimdiki şimdiyi...''

Yukarıdaki paragrafı nerden aldığımı tam hatırlamıyorum ama en sevdiğim paragraflardan biridir. Ne zaman üzülsem, sıkılsam açıp okurum :) 

Şöyle bir düşünüp ( arada ağlayıp, sızlanabiliyorum düşünmenin yanı sıra ) evet mutlu olmak için ne kadar çok nedenim var der mücadeleme (kendi çapında her insanın mücadele ettiği şeyler vardır :) kaldığım yerden devam ederim.

Bundan sonraki yazımı Çek'te yazmak dileğiyle diyor, kendime bol şanslar diliyorum :)

Finally,Road to Czech

Vizem çıktıııı :) Tam 40 gün sonunda sonuçlandı. Ama bunda mentorumun ilgisi ve çabası büyük.

Çek'teki vizelerle ilgilenen görevliyi arayıp vize sürecimi takip etmeseydi daha rüyamda görürdüm muhtemelen vizemi ben :)

Neyse sonuç itibariyle vizem çıktı, vizem çıktığı gibi biletimi de aldım.

16'sında Ankara'ya gidiyorum vizemi almaya. Ankara beni özlemiştir, ben de onu çok özledim :)

23'ünde de Çek yolcusuyum sonunda :)

Çok güzel olsun comenius benim için, en güzel olsun, hep güzel olsun.