Hiç kimsenin seni tanımadığı senin hiç kimseyi tanımadığın bir yeri keşfetmeye başlamak o kadar heyecan verici ki. Burada ben sanki Elif değilim gibi, ailem, arkadaşlarım, anılarım, tüm geçmişim sanki Türkiye'de kalmış da ben burada yepyeni bir hayata başlamışım gibi hissediyorum.
Bu haftasonu mentorumla Ostrava'yı keşfe çıktık. O bana nerelere nasıl gideceğim hakkında çeşitli dersler verdi :) Artık şehir merkezine ve 2 büyük alışveriş merkezine kendim gidebiliyorum :) Ama daha öğrenmem gereken çooook şey var şehre dair.
Pazar günü kendi başıma alışverişe çıktım. Kaybolmadan tamamladım alışverişimi ve geri dönmeyi başardım :) Hatta bir Mcdonalds bulup yumuldum adeta çünkü Çek yemekleri benim damak tadıma pek uymuyor ve her yerde domuz eti var resmen aç kaldım 1 hafta :( Ama çikolataları bir harika!! Gidene kadar 100 kilo olmam umarım.
Çek'ce öğrenmeye başladım. Okulda insanları ''Ahoy( selam) '' diye selamlayınca gülümseyip ahoy diye karşılık veriyorlar :) Okulda herkes tanıyor artık beni ve yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Çekler tahmin ettiğimden de fazla yardımsever ve misafirperverlermiş.
Bu hafta Alena bir proje toplantısı için Romanya'da olacak. O yüzden 1 hafta boyunca okuldan başka bir öğretmen Petra'yla kalmamı önerdi bana canım sıkılmasın diye. Bunu bile düşünüyor yani. Petra bütün haftamızı planlamış dolu dolu yaşıyoruz şu sıralar. Bana Çek yemekleri tatlıları yapıyor :) Bazıları çok güzel ama bazılarını yemekte çok zorlanıyorum ama ayıp olmasın diye yiyiyorum :)
18 Kasım'da induction meetinge gideceğim Prag'a ve orayı görmek için resmen sabırsızlanıyorummmm!!
Şehir meydanı ve bir adet Elif :)
Şehir meydanı ve bir adet Elif :)
Şeker mi şeker mentorum, eşi ve ben