25 Ekim 2013 Cuma

Masal Şehir Praha

Praha, Prag'ın Çek dilindeki karşılığı. Ve Avrupa'ya açılan kapı anlamına geliyormuş.

Prag kesinlikle rüya gibi bir şehirdi. Hitler'in bombalamaya kıyamadığı kadar varmış yani. Gecesi gündüzünden daha bir güzel daha bir büyülüydü. Prag gezime dair her ayrıntı her olay çok güzeldi de Prag arkadaştan çok sevgiliyle gezilse daha bir anlamlı olabilir :) Eğer böyle bir ihtimaliniz varsa sevgilinizi kapıp Prag'a gidin derim. Şahsen ben gelecekteki eşime sesleniyorum  balayı için gideceğimiz şehri buldum, kesinlikle Prag  :)  Bak hem ben yolları, ulaşımı da öğrendim hiç kaybolmadan gezeriz merak etme :)

Biraz uzun bir yazı olacak Prag'da gördüğüm yerleri anlatacağım için. Eğer sıkılmadan yazmayı başarabilirsem tabii :)

Biz Chili Hostel diye bi yerde kaldık 4 arkadaş bir odada. Sadece uyuma amaçlı kullandığımızı düşünürsek gayet memnun kaldık. Merkezi bir yer ve yürüyerek her yere ulaşım çok rahattı. Tavsiye ederim.

Perşembe akşamı vardık Prag'a. Ben, Buket ve Yusuf tren istasyonunda buluşup hostelimize giriş yaptık. Sonra hemen elimize haritamızı alıp attık kendimizi sokaklara :) Daha sonra Kübra ve Romanyalı diğer asistan arkadaşımız Aurelia'da bize katıldı.

Prag küçük bir yer zaten. Hemen hemen her yer yürüme mesafesinde. Kalabalığa doğru gittiğimizde hemen Old Square'i buluverdik :) Bir sürü küçük küçük dükkanvari yerler kurulmuş Çek'e özgü yemekler, içecekler, hediyelikler satıyorlar buralarda.  Ve mutlaka Tridelnik isimli meşhur kurabiyelerini denemeden geçmeyin ona da bayıldım ben :)

Tridelnik
Yorgun argın gezmeye çalışınca tipler kayıyor haliyle :)



Ertesi gün ulusal ajansta Çek'teki diğer tüm asistanlarla beraber toplantımız vardı. Geç yatıp sabahın bir köründe kalkmak zor olsa da mecbur olunca yapacak bir şey yok. Bütün gün sunumlar ve konuşmalarla geçti. Diğer asistanlarla tanışmak adına güzel bir toplantı oldu. Akşamına ajans bizim için bot gezisi düzenlemiş. Vltava nehri üzerinde Prag'ı seyretmek harikaydı.
Avrupa'nın değişik yerlerinden gelip Çek'te buluşan comenius asistanları :)

Cumartesi günü erkenden kalkıp gezimize namı-diğer ''Old Town Square'''de başladık. Meşhur Astronomik saati gördük. Zamanında bu saati yaptıranlar saati o kadar çok beğenmiş ki saati yapan mimarlar aynını bir daha yapamasınlar diye gözlerine mil çektirmişler. Ve bu saat Çek'lerin 4 büyük korkusu olan açgözlülük, kibir, ölüm ve Türk istilasını temsil ediyormuş. Saat kulesinin tepesine çıkıp Prag'ı yukarıdan izleyebiliyorsunuz ki bence kesinlikle yapın muhteşem bir manzara. Ayrıca saat başı saatin içinden çıkan 12 Havari'nin geçişini izlemek için turistler meydan da toplanıyor. E biz de bekledik haliyle görmek için. Meydanın dört bir yanı tarihi binalarla çevrilmiş durumda. Kafanızı ne yöne çevirseniz başka bir muhteşem yapıyı görüyorsunuz. En dikkat çekicileri Meryem Anamız Kilisesi ve Aziz Nikolas Kilisesi'ydi.

Astronomical Clock

                                                                 Meryem Anamız Kilisesi
Aziz Nikolas Kilisesi

  
Buradan sonraki durağımız meşhur 600 yıllık Charles köprüsü'ydü. Sağlı sollu yapılmış bir sürü heykel vardı üzerinde. O kadar kalabalıktı ki fotoğraf çekmekte bile zorlandık. Her heykel farklı bir olayı, kişiyi simgeliyormuş. Ama hepsinin neyi simgelediğini öğrenmek zor tabiki. Ama en önemlilerinden biri ki insanlar bu heykelin kutsal olduğuna inandığı için dokunup dilek diliyorlar. E ben de geri kalmadım ve dileğimi diledim elbette :) 
Charles Köprüsü

Dileğimi de diledim :)

Charles köprüsünden karşıya geçip John Lennon duvarını görmeye gittik. Oradan da doğruca Prag kalesine. Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı burada yaşıyormuş. Prag Kalesi o kadar kocamandı ki kendi içinde bir şehir gibiydi aynı. İçersinde birçok farklı yapıyı daha barındırıyor ama bence en ilgi çekici olanı Aziz Vitus Katedrali'ydi. Aziz Vitus Katedrali peri masallarındaki büyücülerin şatolarına benziyordu. Yapımı tam 6 yy.'da tamamlanmış.

Prag Kalesi girişi

Aziz Vitus Katedrali
Burada gezimizi tamamlayıp karnımızı doyurmaya Old Town Square'e indik. Gece Prag sokaklarında gezindik. Sokaklarda birçok hediyelik satan tezgahlar ve dükkanlar bulabilirsiniz.

Tamamı olmasa da birçok yerini gezdim Prag'ın ama dönerken kalbim Prag'da kalmadı değil :) Bir daha gideceğim ve gezmediğim, görmediğim yerlerini keşfedeceğim. Prag bekle beni :)

Bu arada yarın akşam da okul projemiz için Hırvatistan'a gidiyoruz. Oradan izlenimlerimi de dönüşte paylaşacağım. :)



  

16 Ekim 2013 Çarşamba

Mohelnice

Bu hafta sonu Mohelnice'deki asistan arkadaşımı ziyarete gittim. Arkadaşımın mentoru bizi akşam yemeğine davet etti. Bize Çek'lere ait olan ''Bramboraki'' isimli yemeği hazırlamış. Ben çok beğendim şahsen çünkü patatesten yapılan bir yemek. Bizim mücverin patates versiyonu gibi birşey diyebilirim bence :)

                                                      
Ertesi gün mentoruyle eşi bizi arabayla alıp çevredeki yerleri gezmeye götürdü. Arkadaş bir ülkenin her yerinde mi kale, kilise, katedral, müze, mağara gibi ilginç yerler olur. Adım başı ilginç ilginç yerler gördük. Ama tabi 1 günde hepsini gezmek mümkün değil. Biz de Javoricko damlataşı mağarasına ve Boskovice kalesine gittik.

Javoricko mağarası bizim Antalya'daki damlataşı mağarasına benziyordu. Evet güzel ama fazla espiri yok. Eğer zamanınız kısıtlıysa çok da gitmenize gerek yok gibi. Mağarayı gezerken Olomouc'da öğretmenlik yapan bir Amerikalıyla tanıştık ve ertesi gün bizi Olomouc'ta gezdirebileceğini söyledi. Biz de zaten pazar günü oraya gitmeyi planlıyorduk ve çok sevindik bu duruma. Telefonlarımızı aldık, tren istasyonunda buluşmak için sözleştik. Onu da diğer yazımda anlatacağım :)

                                                               Javoricko Mağarası

Daha sonra Boskovice'ye gittik. Burası küçük ama çok tatlı bir kasabaydı. 18. yy'dan kalma bir kalesi ve müzeye çevrilmiş bir sarayı vardı. Sarayın içine giremedik çünkü kapalıydı ama kaleyi gezdik. Prag'da daha güzelleri olduğuna inanıyorum ama buradaki kalenin de manzarası bir harikaydı :) 18.yy'dan kalınca tabi çok fazla bütün halinde bulamıyorsunuz kaleyi :D
Boskovice Müzesi

Boskovice Kalesi

Boskovice'de bir de Yahudi mahallesi bulunuyormuş. 2.Dünya savaşı esnasında buradaki birçok Yahudi evlerinden alınıp toplama kamplarına götürülüp yakılmış. O yüzden biraz hüzünlü bir havası var mahallenin. Çok sessiz sanki ölülerinin yasını tutuyorlar gibi. Birçok evin önünde ölenlere yazılmış küçük tabelalar bulunuyor. Anılarını yaşatmak için sanırım.


                                                            Yahudi Mahallesi Girişi
                                                           Yahudi Mahallesinde bir ev


10 Ekim 2013 Perşembe

Ayşe, Fatma, Hayriye

Bugün yine matematik derslerine cicili bicili aktiviteler hazırladım. Hocalarının da yardımıyla hep beraber eğlene öğrene dersimizi işledik.

6.sınıflarda konumuz kesirlerdi. Çek'deki eğitim müfredatı Türkiye'den çok daha hafif. Bu yüzden aktivitenin ayarını çok tutturamamışım ve biraz zor hazırlamışım ama yine de başarıyla tamamladık aktivitemizi :)

Ben biraz kendim de eğleneyim diye problemdeki isimleri Ayşe, Fatma, Hayriye, Ali ve Veli olarak belirledim. Çocukların okumaya çalışmalarını görseniz ölürdünüz gülmekten :D Ben kendi çapımda yarıldım ama onlar neden güldüğümü anlamadılar tabi =)

Bir diğer ilginç tespitimde çocukların parmak kaldırışlarıyla alakalı. Türkiye'dekinin aksine burada çocuklar işaret ve orta parmağını beraber kaldırıp söz istiyor. Çok garip değil mi?

Ayşe Fatma Hayriye :D

Soruyu görünce bir afalladılar 






5 Ekim 2013 Cumartesi

Türk-Yunan dostluğu :)

Ostrava'da benden başka bir de Yunan asistan varmış. Bunu öğrenince hemen iletişime geçtim onunla. Ve haftasonu buluşmaya karar verdik.

Bugün kendisiyle şehir merkezinde buluştuk :) Bir kafeye oturup sohbet ettik. Çok tatlı, sıcak kanlıydı tahmin ettiğimin aksine ve okul haricinde ilk arkadaşımı da edinmiş oldum hem de bir Yunan :) İsmi Angeliki. Bir aydır buradaymış.

Bana garip gelen bir çok şey ona da garip gelmiş. Örneğin su diye mineralli su içiyorlar. Cafelerde kahvenin yanında mineralli su getiriyorlar. Yemeklerine alışırken o da benim gibi zorlanmış. Bu ve bunun gibi birçok konuda muhabbet ettik. Benim yaşadıklarımı yaşayan biriyle sohbet etmek güzeldi gerçekten. Ve bir daha buluşmak sözüyle ayrıldık.
Angeliki ve ben 

Ostrava square :)

2 Ekim 2013 Çarşamba

Time To Turkish Delight!

Yesss!! Bugünün etkinliği Türk lokumu ödüllüydü :)

2. sınıflara eklentiden görebileceğiniz üzere bir matematik etkinliği hazırladım. Her işlemin sonucu alfabedeki bir sayıya ait. Tüm işlemleri doğru yaptığınızda her harf için bir sayı elde ediyorsunuz. Daha sonra en alttaki şifreli mesaja harflerinizi doğru yerleştirdiğinizde ''Time To Turkish Delight'' cümlesine ulaşıyorsunuz :)

Öğrenciler çok severek yaptılar etkinliği ve başardılar da seviyeleri için tabi doğru işlemleri seçmek çok önemli. Sizde aynı versiyonu farklı sınıf seviyelerine uygulayabilirsiniz :) Sonunda da öğrencilerime minik lokumları dağıttım bayıldılar :)

Ama maalesef fotoğraflarını çekmeyi unuttum :(

Buradan etkinliğime bakabilirsiniz.